3 Eylül 2009 Perşembe

Anakronik Adam


Kafayı mı yiyorum yoksa entellektüel verimlilikte zirve mi yapıyorum karar veremediğim bir dönemdeyim. Ama ilk ihtimal daha makul görünüyor.


O kadar etrafıma yabancılaşmış durumdayım ki; ne düşündüklerim ne hayat pratiklerim ne de hissettiklerim sosyal olarak aynı ortamı paylaştığım insanlarla benzerlik gösteriyor. Tamamen zamanın dışında beklentilerim, hayal kırıklıklarım ve hüzünlerim var. Beni mutlu eden şeyler ise cemil cümleden tamamen ayrı. "Bu zamanda böylesi" şeklindeki muhabbetlerin vazgeçilmez konusu benim. Ya da "bu zamanda böyle yaşanır mı?" muhabbetlerinin. Hem + hem - anlamda bu kadar ortak muhabbete konu olabilmeyi de nasıl değerlendirmem lazım bilemiyorum.


Benim için çok sıradan bir yaklaşım olan bir durum bazıları tarafından bir erdemmiş gibi algılanırken, yine benim için hayatın ta kendisi olan bir düşünce tarzı yine bazıları tarafından ultra marjinal algılanıyor ve tû-kâkâ ediliyor.


Bu bir yalnızlık feryadı değil. "Beni kimse anlamıyor" geyiklerinden ise nefret ediyorum. Sadece bir merak... İnsanları ve onların insan olmaktan kaynaklı zaaflarını anlayabiliyorum. Neticede bende bir insanım. Ama zaaflarını bilen ve en azından bunları minimize etmeye çalışan biriyim. Fakat öyleleri var ki; daha kendilerinden bi-haberler. Ne potansiyellerini ne de zaaflarını irdeleyebilmişler. Hep şikayet ettikleri yalnızlık içinde olmalarına rağmen azıcık kendileri üstüne düşünmeye zaman ayırmayan insanlarla dolu heryer.


Bu zamanda değilde ne bileyim biraz daha ileri bir gelecekte yaşasam acaba diyorum insanlar daha az maddiyatçı daha çok uhrevi olurlar mıydı?

Hiç yorum yok: