30 Ocak 2012 Pazartesi

Ben Lisedeyken...


Benim lise yıllarım hayatımın en tramvatik, en öğretici, en zorlayıcı, en pislik içinde geçen, en rekabetçi yıllarıydı. Türkiye'nin en iyi fen liselerinden birinde okumak gerçekten bir ayrıcalıktı ve bunu ancak yıllar sonra farkedebildim. Zira, o yaşlarda benim için gayet normal görününen şeyler aslında iş hayatında büyük fark yaratan şeylermiş.

Ailesinden hiç ayrılmamış biri olarak yatılı bir okula 14 yaşında gitmek süt kuzusu modunda olan benim için bayağı tramvatikti. İlk gece büyük sınıfların yapacakları eşşek şakasının korkusu ile hiç uyuyamadığımı çok iyi hatırlıyorum. Zaten iğrenç okul günlerimin en iğrençleri de ilk dönemime rast gelir.

Hayatın büyük ve yeşil bahçe ile bol miktarda kitap ve laboratuardan ibaret olduğu bir okuldu fen lisesi. Annen babandan daha uzun süre beraber olduğun yatakhaneni paylaştığın insanlarla müthiş bir rekabet yaşardın. Sürekli bu rekabet ortamında ergenliğimi geçirdiğimden içimdeki insan sevgisi ciddi hasar görmüştür diye düşünüyorum.

Kendini zeki sanan ve yine kendi çapında başarılı bir öğrenci iken bir üst ligde Türkiye çapında zeki adamlarla aynı ortamda olmak kendimi iğrenç ve yetersiz hissettirmişti. 14 yıl boyunca açık ara lider olduğum ve bunu yaparken hiç zorlanmadığım ortamlardan bir anda ne kadar çalışırsam çalışayım geçemediğim rakiplerimin/arkadaşlarımın olduğu yeni bir ortamım oluvermişti. Üniversite sınavında ilk 10'a girmenin başarı sayıldığı ilk 100 girmenin ise sadece "aferin" ile ödüllendirildiği bir ortamda benim gibi ancak %1'e girmiş biri, hiç bir iz bırakamamış demektir. Zaten, 98 yılı Türkiye birincisi ve 4. sü ile aynı sınıfta olduğumu hatırladıkça kafamı yerlerden yerlere vuruyorum.

Bu kadar çok kaliteli öğrencinin olduğu okul ise tam bir pislik yuvasıydı. Başak burcu biri olarak hijyen takıntımın üstesinden gelmem o kadar zor oldu ki resmen işkence çektim. Pislik içinde yaşıyorduk vesselam.

Yemekler ise bir o kadar iğrençti. Mesela, bulgur pilavını 5 sene boyunca ağzıma sürmememin temel nedeni haftada 3 kere bulgur çıkmasıydı. Çaylar ise kazanda yapılırdı. İşler tam askerlik gibiydi.

Bununla birlikte hayata hazırlanırken daha olgun ve haddini bilen biri olmam da lisenin etkisi muazzamdır. Ortalama bir fen lisesi öğrencisiydim ve bu psikoloji beni normalleştirdi. Herşeye rağmen ukala olarak algılanmama rağmen bir de lise olmasa ne olurdum diye düşünmeden kendimi alamıyorum.

19 Ocak 2012 Perşembe

Şımarık


Hayattan hep birşeyler istemek ve istediklerin olmadığında ona küsmek şımarıklık değilde nedir?