21 Eylül 2008 Pazar

Yalnızlığa Ağıt


Aslında bu yazının başlığı "Hayvanat Bahçesinde İftar" olacaktı. Konusuda çok farklıydı. Ama canımı sıkan bazı olaylardan dolayı acil bir yük boşaltmam gerekiyor.

Blog tutmamın tek amacı vardı. Yalnızlığımı kelimelerle paylaşmak !

Bunun üzerine kurgulamıştım bir çok gönderimi. Ama sonra insanların bloglarını da okumaya başladım ve gördüm ki, bir sürü kişide aynı şeyleri yazıyor. Farklı açılardan ve farklı hayat pratiklerinin sonucu da olsa yazdıklarımızın muhtevası aynı. Bunun üzerine düşünmeye başladım ve farkettim ki; aslında insanlar yalnızlığa ağıt yakıyor. Şikayet ettikleri şeylerin başında yalnızlık gelmesine rağmen bunun önlemi ve çözümüne dair bir girişimleri yok. Sadece şikayet...

Bahsettiğim yalnızlık sadece kız/erkek arkadaşlık çerçevesinde değil. Arkadaşlık, dostluk, akrabalık, yoldaşlık, yarenlik ... Hepsi bu çerçevede. Bunu fark ettiğim an artık şikayet etmeyi bıraktım. O blogu da çöpe yolladım. Suç bende olmalıydı. Eğer ben çaba gösterseydim yalnız olur muydum? Benim gibi insanlar yok mu gerçekten? Allah sadece beni mi bu dünya yalnızlık çekeyim diye gönderdi? Ben kimin yalnızlığını paylaştım ki, birileri de benim yalnızlığımı paylaşsın? Bunu gibi determinist sorularla ve otokritikle doldurdum günlerimi.

Bu benim kendimle ilgili kırılma noktalarımdan birini teşkil eder. Değiştim mi? Bilmiyorum henüz (uzunca bir zaman olduğu halde hala "değiştim" diyemiyorum.) Ama değişmeye gayret ettim. Ben sadece artık insanların elimden geldiğince yalnızlığını, endişelerini, korkularını paylaşmaya çalışıyorum. Karşılığında beklediğim bir şey yok. Bundan önce yaktığım yalnızlık ağıtlarının kefâreti olmasını diliyorum.

En büyük değişim ise benim gibi bir insanın olmadığı inancımı pekiştirmem oldu. Korkularım, heyecanlarım, meraklarım, sevinçlerim, hayal kırıklıklarım, beklentilerim, hayallerim, alışkanlıklarımla ben yegâneyim. Artık ben kendim gibi birilerini aramayı bıraktım. En büyük keşfim ise, herkes kendi çapında bir yegânelik taşıyor. Herkes ayrı bir dünya ve bir kâşif edasıyla insanları tanımaya gayret etmek ayrıca bir zevk.

Yine de, şundan eminim ki, minimum ortak payda da buluşabildiğim insanlarla karşılaşabilirim. Ne olursa olsun onlara tahammül edebilirim ve onların da bana tahammül etmesini umabilirim. Hayatı çekilir kılan da tanıyacağım bu belki 3, belki 5 kişi olacak. Onlarla ağlayıp onlarla gülebilmek, bir şeylerin parçası olduğunu hissedebilmek ve parçası olduğun şeylere değer katabilmek hayattan beklediğim en büyük şey.

Allah'la olan irtibatımın salt dini pratiklerden ve ailemin bana öğrettiklerinden ibaret olmamasına gayret ettim hayatımın son 10 yılında. Sık sık dua ederim kendisine. Bugün de ediyorum ve diyorum ki;


"Allah'ım beni kendilerine tahammül edemeyeceğim ve tahamüllerini zorlayacağım insanlarla karşılaştırma ! "

7 yorum:

e.d dedi ki...

aminnnn!!!

Herkes hemen hemen aynı şeyleri kurcalıyor ve sanırım daha da ötesi; bu durum içten içe hoşumuza gidiyor ki insanlara bazen şans tanımıyoruz bile bişeyleri değiştirmeleri için. Yeterince istemiyoruz ( enazından kendi adıma tespitim bu oldu hep)

Bazen okumaktan zevk aldığım bloglara bakarken tereddüt ediyorum ''okumaya devam etmeli miyim? sanki günlüğünü karıştırıyor gibiyim'' diye. Sonra düşünüyorum tekrar '' günlük sen öldükten sonra sana özel olma özelliğini kaybediyor. Blogda varsın yaşarken bu özelliğiyle hepimizi meraktan kurtarsın: )ölmeyi beklemeyelim anlatmak için, çerçeveleri belli olduktan sonra...

Güllerevurgunum dedi ki...

Ne güzel dedin Eda...Eksikleri tamamladın :)

kırmızılı dedi ki...

herkes yegâne ve herkes yalnız aslında...sadece bazıları yalnız değilmiş gibi iyi oynayabiliyor hayat denen bu sahnede...

Güllerevurgunum dedi ki...

Ben iyi bir oyuncu değilim. Yalnızdım, yalnızım ve hep yalnız olacağım.

Bu bir şikayet değil. Bir kabullenme

Selin dedi ki...

yağmur yazısında "aa bunu ben anlatacaktım" dedim, bugün bir daha dedim aynı şeyi, bir de sayfayı açar açmaz alanis morisette şarkısıyla karşılaştım, şaka mı bunlar :)

eskici dedi ki...

Yalnız gelip yalnız gittiğimizi ben de 29 yaşındayken yaşadığım acı bir tecrübe ile anladım. Senin duana katılıyorum bu kocaman yalnızlıklarda Allah katlanabileceğimiz ve bizede katlanabilen insanlarla karşılaşma şansı versin:(

Güllerevurgunum dedi ki...

aminnnnnnnnnnnnnnnn!