27 Şubat 2013 Çarşamba

Kendime Katlanmak


Bir şey itiraf etmem gerekiyor. Bazen hasbel kader sosyal ortam paylaştığım insanlara haksızlık ediyorum. Onlardan bana tahammül etmelerini ve hatta bazen de katlanmalarını bekliyorum. Ama aslında ben bile kendime katlanamıyorum.

Acilen insanların bana katlanmalarını beklemekten vazgeçmeliyim ama bir türlü bu hissiyatıma engel olamıyorum. Belki bu gayet basit bir beklenti belki de hayattan istenebilecek en zor şey. Emin değilim gerçekten.

Tek emin olduğum bu beklenti ile yaşamaya devam etmenin bana zarar verdiği ve de hiç de mantıklı olmadığı. Kendime katlanamazken bubeklentim oldukça tezat oluyor.

Kendime katlanamama durumu aynı zamanda beni hızla anti sosyalliğe itekliyor. Hiçbir sosyal ortam beni içinde olmaktan mutlu etmediği gibi insanlarla herhangi bir şey paylaşma ya da en basitinden iyi vakit geçirebilme yetim neredeyse tamamen köreldi.

Allah belki sonumu hayır eder diye ummaktan başka da sebepler dairesinde bir çözümüm yok şu an.

22 Şubat 2013 Cuma

Tüketiyoruz ama Nece Tüketiyoruz



Harala gürele yaşamaya tekrar döneli neredeyse 8 ay oldu. Hizmetlisi olduğum kapitalist sisteme olan hayranlığım ve tiksintim de yeniden depreşti.

Sisteme hayranım zira; kendini insani zaafları kullanarak sürekli yeniliyor ve kendine tâbi olanları kendi iradeleri ile esir ediyor. Yeryüzü tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir gelişme bu.

Sistemden bir yandan da tiksiniyorum çünkü tek geçerli tutum "sahip olmak" ve "tüketmek". Tüketebildiğin kadar tüket hatta tüketemeyebileceğin kadar bile tüket. Yuuhhhh diyene kadar tüket...İşin özeti bu.

"Sahip olmak" için vazgeçtiğimiz ruh dinginliğini avm lerde satın aldığımız şeylerle telafi gayretindeyiz ama o kadar eminim ki bir çok kişi için satın alma ameliyesi çok kısa bir tatmin hissinin ötesinde fayda yaratmıyor. Bu tatmin geçtikten sonra yine o kof ruhumuzla başbaşa kalıyoruz.

Tabii bir de sahip olduklarımızla sosyal statü edinebildiğimiz bir çevrede yaşadığımızı da atlamamam lazım. Çok zor edinilebilen karakter özellikleri yerine parası olan herkesin alabileceği materyaller sayesinde sıradanlaşan bir statü algısı var artık. Bence asıl konu da tam burası. İnsanlar artık aldıkları ya da almayı hayal ettikleri şeyleri kendilerine getireceği kullanım özelliklerinden çok diğer insanların onlar hakkındaki düşüncelerini olumlu etkileyeceğini umarak / planlayarak alıyorlar. Bu da ihtiyaç duyulduğu için değil "desinler"  diye alınan şeylerle hayatımızı doldurduğumuz anlamına geliyor. Velhasıl kelam kapitalizm bu bitmez tükenmez gelişimini bu tür zaaflarımıza borçlu.

...Ve Tanrı Kapitalizm'i Yarattı...