23 Nisan 2008 Çarşamba

İçim Sıkılıyor


İçim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor, içim sıkılıyor,

16 Nisan 2008 Çarşamba

En nefret ettiğin kişi ile beraber yaşamak


Kendinizden nefret ettiğiniz durumlar vardır ya da nefret ettiğiniz özellikleriniz. Ben de bunlar o kadar çok ki. Hatta oturup bir liste yapmayı bile düşünmüştüm bir ara. Ama cesaret edemedim. Hani insan hasta olduğunu bilir de doktora gitmekten korkar zirâ, hastalık teşhis edildiğinde artık "yok sayma" evresi tamamlanmış ve "yüzleşme" devresi başlamıştır. Benimkisi de o hesap. Yüzleşmekten korktuğum için nefret ettiğim özelliklerimi kayıt altına alamadım bir türlü. Bunlarla yüzleşip üstesinden gelebilecek iradem olmamasından da korkuyorum zaten. Deve kuşu gibi kafamı kuma gömdüm ve öyle duruyorum. Sonum ne olacak böyle bilemeden...
Bazende kendimi avutuyorum. Aslında o kadar da kötü özellikler değil falan diye. Ama kimi kandırıyorum ki? İnsanın varoluş amacı hep daha iyiye gitmek değil mi? Eskiler buna "kemâle ermek " derlerdi. O zaman mevcut durumun ile yetinmekte nedir ki? Alây-ı illiyyine çıkmak ve bu yolda hiç yorulmamak lazımken benim kendime telkin ettiğim özelliklerimin kötü olmadığına dair şeyler olsa olsa kendini kandırmaktır. Başka ne olabilir ki?
Her zaman insanlar bir şeyler için dua ederler. Ataist bile olsalar birşeylerin beklentisi ile ve lisan-ı halleri ile dua etmekten geri kalmazlar. Ben de hep dua ediyorum ve diyorum ki "ne olur beni kendimle çok uzun süre ve takâtimin ötesinde direnmem gerekecek kadar baş başa bırakma"

14 Nisan 2008 Pazartesi

LOSER lıkta son nokta

Şimdi bu resim nerden çıktı di mi? Hürriyet İK da geçenlerde ilk sayfadan bahsedilen bir konuydu bu. Sanal ticaret oyunları. Ben de doğuştan bir strateji oyunları müptâlası olarak bakmadan geçemedim. Gerçekten süper bir oyun. Oldukça gerçekçi. CAPITALISM 2 nin tadı var. Biraz da nostaljik yaklaştım belki. Ama oyun kurgu olarak gerçekçi olmuş.
Gerçekte yapamadığın şeyleri sanalda yaparak mutlu olmayı bilen veya öğrenmek isteyenlere kısacası LOSER lığını kanıksamışlar için bire bir site.

www.tycoononline.nu

11 Nisan 2008 Cuma

Beynimin Turn-off düğmesi olsaydı

Bu beyin denen kas yığını enteresan bir organ. Yaradan turn-off düğmesi koymamış. Hadi turn-off yok fast-forward olsaydı bâri. Gerçi Allah ne eylerse güzel eyler. Ondan dolayı ben henüz bilmesem de bu durumun da hikmeti vardır elbet.
İnsan sabah gözlerini açar açmaz düşünmeye başlıyor. (Hatta rüya görüyorsan geceleri de düşünüyorsun) Taa ki yatana kadar. Düşündüklerinin çoğu istem dışı şeyler. Bazen kahvaltıda ne yiyeceğini, bazen yeni tanıştığın güzel kızı/yakışıklık adamı, sıkça gelecek kaygılarını, ağrıyan yerlerini ya da en basitinden "ne olacak bu Türkiye'nin hali?" sorusunun cevabını düşünüyorsun. En kötüsü ise düşünmek istemediğin halde düşündüklerin. Fast-forward bu durumlar için lazım. Bir an önce düşünüp bitsin diye.
Bazen bende düşünüyorum. Düşünmek nimet mi yoksa işkence mi diye?

Bahar,hormonlar ve alerji

Bugünlerde yine baharın habercisi olan yorgunluk ve özelde benim ayrılmaz parçam olan alerjim nüksetti. İnsanların içine neşe dolduran bahar benim için ızdırap. Baş ağrısı, sürekli (olur olmaz yerde) hapşırmak tam bir kâbus. Bu yüzden en sevdiğim mevsim her zaman yaz olmuştur. Hem alerjim olmaz hem soğuktan dolayı gözlük camlarım buğulanmaz (Gözlük takmayanlar ne dediğimi anlamaz). Ama en çok ta geç saatte batan güneşten dolayı işten eve aydınlık bir saatte dönmeyi sevdiğimden yaz aylarını seviyorum.

Tabii şu da bir gerçek. Kış yerine baharı tercih ederim. !

9 Nisan 2008 Çarşamba

Keynes ve Ben


Bugünlerde Keynesçi oldum. Ne alaka derseniz artık birikim yapıp damlaya damlaya göl doldurulabileceğine olan inancım kalmadı. Yeni felsefem harcadıkça daha çok paranın olacağına dair. Bakalım Keynes doğru mu söylüyormuş göreceğiz?