18 Kasım 2009 Çarşamba

Işık


Hayattaki en zor şeyin insanın kendi ve özelde de nefsi ile mücadelesi olduğuna inanıyorum. Bu mücadeleyi zor kılan şey ise aslında böyle bir mücadelenin içinde olduğumuzun dahi bilincinde değiliz. Bu sayede düşmanımız sinsi bir hüviyete bürünebiliyor.

Bu blogun amacı olan ben ve benim hissettiklerimle bu konunun alakasını kuracak olursam eğer; tanıdığım tüm insanlar içinde bu mücadeleyi en çetin veren insan olduğuma inanmamdır. Tabii ki mücadelenin içinde olmak, kendime karşı zaferler kazandığım anlamına gelmiyor (zaten bu kazandığında biten bir mücadele değil, tekrar ve tekrar baştan başlayan bir mücadele). Ayrıca zaten kazanamadığım bir mücadelenin reklamını yaparak kahramanlık taslamak gibi de bir niyetim yok. Bu mücadelenin bilincinde olmak beni kahraman değil olsa olsa şansız biri yapar zira, hayatı kendine zehir etmenin çok etkili bir yolu…
Fakat yaşıma göre uzun zamandır verdiğim bu mücadele tamamıyla da boşa yapılmış bir mücadele değil. Büyük buhranlar ve yıkımların ardından en azından hayatta ki amacımı bulmuş oldum. Kendime bile sürpriz olacak şekilde bu amacı bulmak ruhuma bir aydınlık verdi.
Şimdilerde tüm yüklerimden kurtulmuş hissediyorum kendimi. Birçoğunu kendimin ördüğü duvarların önce sıvaları döküldü ve çatlaklar oluştu. Çatlaklardan ışık girdikçe kalbim ve ruhum bu ışığa meftun oldu. Yer yer çatlakların büyümesi ile yarıklar oluştu ve duvarlar artık yıkılıyor. Ölümsüz olan gerçek ölümlü yalanın yerine tekrar (NFK) geçiyor ve ben varlık nedenimle barışıyorum. Şu an yüreğim bu düşüncenin yarattığı heyecanla pır pır ediyor. Derdim artıyor ama artan ve büyüyen bu dert aslında varlığım için yegane dermanı barındırdığı gibi başkalarına da derman olma potansiyeli barındırıyor.
Neden böyle bir lutfa mazhar olduğumu bilmiyorum ama her lutfun kendi cinsinden şükrü gerektirdiğini bildiğimden bu ışığı paylaşmak istiyorum.
Ama şu an da nasıl yaparım onu bilmiyorum. Belki henüz bunu bilme zamanım gelmemiştir ve biraz daha birikim yapmam gerekiyordur…Zaman gösterecek !

Hiç yorum yok: