22 Eylül 2008 Pazartesi

Hayvanat Bahçesinde İftar



Hemen hemen herkesin evi haricinde mecburen bulunduğu alternatif bir ortamı vardır. Bu ortam yaşı itibari ile değişmekle birlikte 2 ana başlığa ayrılabilir; Okul ve/veya İş.

İş ortamı da genelde atölye, fabrika, ofis, pazar vb. olarak ayrılabilir. Ben kendi ortamımdan bahsedeceğim. Bu yazımın ilham konusunu ise geçen yıllarda gelen bir mail teşkil ediyor. Bu mail de, bir iş ortamındaki karakterlerin bazı hayvanlarla eşleştirilmesi konu ediliyordu. Mesela, genel müdürler aslan, çok konuşup iş yapmayanlar papağan, kendilerine dokunulayamayan ama ne işe yaradıkları belli olmayanlar fil, ne iş verilirse verilsin her işi yapanlar karınca, verimli çalışanlar arı, herkesin nefret ettiği kişiler domuzdu. Buna benzer 20 ye yakın hayvan ile çalışan profilleri eşleştirilmişti.

Benim ortamım klasik bir ofis ortamı. Telefon, bilgisayar, faks, fotokopi, scanner vb. aletler ve bol miktarda insanımsı varlıkların bulunduğu bir ortam. Bu ortamı şu şekilde betimleyeyeyim ki, olurda yıllar sonra bunu tekrar okursam aklımda kalsın.

Yukarıda bahsettiğim maildeki tüm karakterlerden bizim ofiste de bulunuyor. Çünkü Türkiye standardlarına kıyasla büyük bir yerde çalışıyorum (bu çok tercih sebebim değil ama ne yaparsın ekmek parası). Açıkçası tam bir hayvanat bahçesi. Her tür tipten insan var. Zeki ve iş bitiriciler, üç kağıtçılar, ne işe yaradıkları belli olmayanlar, onlarsız iş yapamayacağınız tipler ve tabii ki olmazsa olmaz ofis figürleri: patron akrabaları.

Bizim firmanın bir geleneği var. Her yıl kalburüstü bir mekanda iftar vermek ve çalışanların kaynaşıp "sevgi pıtırcık"larına dönüşmelerini sağlamak. Bence acayip saçma ve bir o kadarda kaynak israfı anlamına gelen bu organizasyon bu sene boğaz manzaralı bir yerde tekrar gerçekleşti. Milleti bir görseniz sanırsın ki, Tayyip Erdoğan resepsiyon veriyor. Herkes 2 dirhem 1 çekirdek giyindi, süslendi bilmem ne... Ben ise arkadaşlarımın İstiklal'de buluşma önerisini içim kan ağlayarak red etmek suretiyle bu organizasyondaki yerimi aldım.

Hani derler ya "eşeğe altın semer vursanda eşşek yine eşek". Hikaye tam o misal olmuştu. Bizim hayvanat bahçesi karakterleri de lüks bir yerde 2 dirhem 1 çekirdekte olsalar yine karakterlerini yansıttılar geceye. Tüm gün annemden babamdan çok gördüğüm insanlarla yine aynı masayı paylaştım ve zaten zar zor tahammül ettiğim geyiklere hem de iftar saatinde katlanmak zorunda kaldım. Ortam süper (?) bir ortamdı. Bilmem kaç yıldızı vardı falan filan ama hayatımın temel felsefesinin ne kadar doğru olduğunu anımsadım tüm gece boyunca.: "Nerde olduğun değil kimle olduğun önemlidir."

Bir de insanları sosyal ortamlarda görünce farklı oluyor iş hayatında tanıyınca farklı. Kendime şu soruyu da sordum. Acaba bende bu insancıklar gibi farklı mı davranıyorum? Umarım bende bu kadar iğrenç, karaktersiz, ruhsuz ve içi boş biri değilimdir. Ya da öyle miyim? Bilmiyorummmmmmmmmmmmmm. Gecenin eve dönüş kısmında da düşündüklerim bunlardı.

Gecenin teknik değerlendirmesi ve in/out analizine gelecek olursak ;



IN ;

- Tatlı bir şahaneydi. Mükemmel bir irmik helvası ve 1 top dondurma. Uche-Högh gibi olmuştu. Bayıldım ki, ben nadiren annemin yaptıklarından daha iyi tatlı yapan biri ile karşılaşırım.

- Yatılı okuldaki lise günlerimden bir arkadaşımla karşılaştım ve gelecek hafta (içinde bulunduğumuz hafta) "for old days sake" iftarı yapacağız.

- Boğazı belki de bu sezon son kez içime çektim. Gece boğaz manzarasına doymaya çalıştım. Biraz hasta oldum ama değdi. Boğaz köprüsünün ışıklandırmasını yapanları bulduğum yerde yanaklarından öpücem. Enfes bir olay.

OUT ;

- Servis feci halde yavaştı. Çorba ile aparatif arasında 45 dk geçti. Açlıktan öldüm resmen.

- Yemekleri de hiç beğenmedim. Hayatımda ilk kez iftarda tarhana çorbası veren yer gördüm. Tam bir rezalet.

- Müzik harikaydı ama seslendirme çok kötüydü. Tuluyhan Uğurlu'nun ilk kez canlı performansını dinleyeceğim için heyecanlanmıştım ama ses düzeni mahvetti tüm konseri. Çok ayıp oldu. Kısmet başka zamanıdır umarım.

- Büyük şefin politik içerikli konuşmalar yapması içimi baydı.

SONUÇ: Çok pahalıya mâl olan ve karşılığını alamadığımız bir iftar oldu.





NOT: Resimde görülen kişiler tamamen hayal ürünüdür ve gerçekle maalesef alakası yoktur. Benim çalışma arkadaşlarım da çalışma ortamım da hiç te o kadar "cool" değil :-(

Hiç yorum yok: