1 Ocak 2010 Cuma

AŞK'a Gelmek


İnsanların aşka geldiği bir dönem mi yaşıyoruz nedir? Okuduğum blogların yarısından fazlası aşk için birşeyler yazmış. Karşılaştığım insanların yarından da fazlası ise aşk konusunda geyiklerde bu sıralar.

Nefret ediyorum bu kelimeden artık. Aslında nefret ettiğim kelimenin kendisi değil, ona yüklenen anlam. O kadar basitleştirildi ki bu kelime. Bizler sığ varlıklar oldukça aşkta sığlaştı, derinlikten uzaklaştı ve sonunda kendini kayıp etti.

Sorsanız insanlara birçoğu birkereden fazla aşık olmuştur. Eğer bir insan birden fazla aşık olabiliyorsa o olduğu aşk mıdır? Her hormonal istek uyandıran kişiye duyulan heyecanı aşk diye tabir etmek beni çıldırtıyor.

Hiç aşık olmadım ben. Olmayı da istemiyorum. Bu kadar iğrenç yaşanan "aşk"larla işim olmaz. Aşk sadece bir kere yaşanmalı. Birine "aşkım" dedim mi o ölene kadar ve sonrasında da aşkım olmalı.

İnsanların rutin hayatlarını saran tüketim eğilimi "aşk"ı da tüketti. Bitti...Artık aşk yok. Yaşananların çoğu sadece ahlaksızlık.

11 yorum:

Adsız dedi ki...

merhaba:

cok uzuldum yazdiklariniza. niye mi? cunki ben tam 5 degerli senemii bu dusuncelerle kayip etdim. kimseee olmasin istedim etrafimdaa, kimsee ilgilenmesin benimlee diyee hep kactim herkesten.

sonuc ne biliyosmun? cook pismanim. keskee tekrar tekrar deneyecek gucum olsaydi. keskee tekrar sevecek ve keskeee tekrar sevebiecek olsaydim. eminnim hayat o zman daha kolay olurdu.

EB

Güllerevurgunum dedi ki...

Sevmek ile aşkı ben ayrı kefelerde değerlendiriyoum EB.

Sevmek ile ilgili de bir yazım var. Orada senin gibi pişmanlıklardayım.

http://kimseokumasindiye.blogspot.com/2009/11/sevgi.html

Ama aşk resmen piyasa malı oldu. Artık tiksindiriyor beni. Belki birgün aşık olurum ama bu piyasada yaşandığı gibi olmaz umarım.

Adsız dedi ki...

"Aşk bir yalan Adem'le Havva'dan kalan..." en sevdiğim şarkılardan biri.
Aşktan değil de çağdaşlarımın aşk anlayışından iğreniyorum. Ne ucuz, ne adi bir sevmek biçimidir ki bu karşındakini zerre düşünmez insan? Varsa yoksa ego tatmini.Aşk zaman ister, aşk öyle güzel kız yakışıklı erkek falan da dinlemez üstelik. Yani ille de yakışıklı ya da güzel olmak gerekmez sevilmek için; ama gel gör ki daha ilkokulda saçını boyatıp da dolaşan kızlarımız var ortalıkta ve onların güya anneleri. Sevilmek için güzel olmak gerekir imajı yerleştiriliyor çocukların kafasına ne yazık!
Oysaki Mecnun, Leyla'nın kara kuru bir kız olduğunu söyleyenlere "Siz bir de onu benim gözümle görün." der. İşte aşk budur. Gerisi (yani çağımızdaki) teferruat.

Güllerevurgunum dedi ki...

Aynı fikirde olduğumuz konularla ilgili bir liste yaparsak birgün eğer, bence bu konuyu da eklemeliyiz :)

Gerçi ufak bir nüans farkı var sanırım aramızda. Ben ilk görüşte aşk inanıyorum ama zaman isteyen şey sevgi bence.

Adsız dedi ki...

İlk görüşte sadece birinden etkilenilebilir; aşk daha özel bir duygudur bence. Tabii bu benim fikrim.

Adsız dedi ki...

aşk diye dile getirilen, söyleye söyleye bitirilemeyen şey sevişme isteğinden, çiftleşme isteğinden başka bir şey değil. doğamızda var bu. ydsınamaz. aşka kutsal anlamlar yüklemenin manası yok bence. kutsal aşksa aranan o zaman inanan kişi tanrısına duyar bunu.

bahsettiğiniz gibi sevmek başka bir şeydir ve bunun karşı cins, ayrı cins diye ayrımı yoktur.

mesele karşı cinse sevgililik anlamında bir şeyler hissetmekse ve uzun vadeli ilişki düşünülüyorsa bunda hem aşk (cinsel çekim) hem de sevgi olmalıdır.
bence konunun özeti budur.


insanlar sevişme, çiftleşme arzularını dolaylı yollardan dile getiriyorlar. malum bu arzu ayıp olarak algılanıyor.

Güllerevurgunum dedi ki...

Çok anatomik ve evrimci bir açıklama oldu bu ama şu an yürürlükte olan "aşk" tanımının tam içeriği senin dediğin gibi maalesef.

Yalnız şunu da mutlaka unutmamak gerekir ki; Aşk doğu toplumlarında başka birşeydir. Cinsellikle birlikte biten birşey. Sadece rutin hayatımızın paradigmaları artık bu şekilde bir aşk algılamamıza imkan vermiyor. Çok sığ bir hormonal talepler bütünü oldu AŞKımız.

Adsız dedi ki...

ben meseleye öğretilenler dışında bakmaya çalışıyorum. öğretilenler bahsettiğin şekilde. evrim teorisi çerçevesinde değil de gerçekçi bakışla bakmaya çalışıyorum.

Unknown dedi ki...

Aşk, sevgi, tutku, erkek-kadın arasındaki çekim, insanın herşeye duyabileceği sevgisi, doğa sevgisi, hayvan sevgisi, sevdiğimiz yemekler, sevdiğimiz işler, aşkla bağlı olduğumuz işler vs... bunların hepsi insanoğlunun cüzi bakış açısı sebebiyle ayrı ayrı gördüğü bir bütünün parçaları.
Aşkta, sevgide, yaşadığımız her an içinde idrakinde olmamız gereken tek bir hakikat bu; ALLAH'ın sonsuz yaratımındaki kudret...en küçüğünden en büyüğüne hepsini arzu edip gözlerimizin önüne sermiş olması. Bize düşen aşık olduğumuzda, sevdiğimizde, hormonel ve kimyasal görülen fiziki temasta bile o ulvi hissi yaşayarak içimizin ürpermesi.Aynı şekilde varlığın tümünü bu bilinçle görüp hayatımızın her anında O'nu seyretmek, O'nunla olmak anlamlı ve değerli kılıyor dünya hayatını.

eskici dedi ki...

''Sevişmek hüner değil yanında olmak istiyorum''demiş karaca oğlan ve çok güzel tarif etmiş aşkı ama;maalesef diğer bütünü bulmakla ilgili çok sıkıntı var...

Güllerevurgunum dedi ki...

Evettttttttttttttttt