3 Nisan 2012 Salı

Kısmet


Kısmetten ötesinin yalan olduğuna dair çok acı tecrübelerim var. Kasmak, kasmak ve daha çok kasmak aslında sonuç üzerine neredeyse hiç etki etmeyen faaliyetlermiş gibime geliyor artık.

Diğer yandan ironik olansa sadece kasanların birşeyleri elde edebildiklerine dair olan realite. Hani bir laf varya "aramakla bulunmaz ama sadece bulanlar arayanlardır". Bu da kısmetle ilgili en veciz ifade olsa gerek.

Elini attığı hemen hemen her işte hayak kırıklığı yaşamış biri olarak defansif mekanizma geliştiriyor olabilirim belkide. Bu konuda objektif olmadığım ve direkt taraf olduğumda bir vakaa. Yine de birşeyleri tekrar tekrar deneme enerjisini ve başarma isteğini duymak için motivasyon kaynağına ihtiyacım var. Hayal kırıklıklarımdan bir yol olsa buradan fizana gider ama sadece anlatabileceğim tek başarı için geri kalan tüm hayal kırıklıklarını tekrar yaşamaya razıyım.

Başarılar ise zaten göreceli kavramlar. Eminim feysbukta grup kursam benim yerimde olmak isteyen birkaç milyon Türk genci bulabilirim. Yani olaya başka türlü bakılsa durumum o kadar da kötü değil. Fakat, insanın zihni ile inşaa ettiği hayat algıları ve irtibatta olduğu sosyal çevrenin standardları bizim de kriterlerimizi belirliyor. Buna ilave olarak insanın fıtratımınzaafları da eklenince kendimi mutsuz edecek derecede yüksek standardlarım olabiliyor.

Çok fazla "bu dünya" endeksli yaşıyor olmanın yan etkileri bunlar işte. Biraz daha uhreviyat ağırlık bir rutin hayata ve tefekküre ihtiyacım var. Bunu bile bile yine kendimi bu psikolojiye mahkum etmem de hiç mantıklı değil.

Neticede, kısmetten öte yol yok...

1 yorum:

LeVaMi dedi ki...

su siralar nasip kismet olayina acayip takilmis durumdayim. kismetin ve nasibin ne kadarsa o kadar yasarsin bazi seyleri. dolayisiyla ne kadar kasarsan kas bos. ne kadar kasmam gerekiyor ? ya az cabaladiysam! falan filan ooofff aaafff :)))