25 Ekim 2008 Cumartesi

... ! SUS ! ...

Hayatımda utandığım en büyük şeylerden biri saygıdan yoksun devletimiz ve onun ideolojik yaklaşımları olmuştur. Dünyayı anlamaktan ve halkının refahından daha büyük önceliklere sahiptir bizim devletimiz. Kağıt üstünde laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Ama aslında, ne laiktir, ne demokratiktir ne sosyaldir ne de hukuk devletidir.

Bu blogda ben ideolojik yaklaşımlarıma hiç yer vermedim. Popüler konular, polemiğe müsait mevzular hep blogumun dışında yer aldı. Yalnız, 24 Ekim saat 16:00’da alınan mahkeme kararı ile blogger ın kapatılmasına kızdığım kadar Fenerbahçe’nin Arsenal’den 5 yemesine kızmadım.

Kapatılmanın haklı görüleceği konular olabilir. Mesela, adam birisinin telif hakkı olan ürününü satmaya çalışıyordur. Saygı duyarım ve kapattırırım siteyi. Ama milyonlarca kullanıcısı olan ve çoğu sıradan insanların bloglarını kapattırmak nasıl bir zihniyetin ürünüdür?

Bu ülke dünyanın en büyük 17. ekonomisi. Avrupa’nn en büyük 2. nüfusuna sahip. Yine, dünyanın sayılı metropellerinden İstanbul’u bünyesinde bulunduruyor. Tüm doğu toplumları içinde en uzun süreli anayasal düzeni uygulayan ülke. Peki şu an ki; utanç verici durum bu resmin neresi ile örtüşüyor? Resmen bizi bütün medeniyetin temel kriterleri ile ilgili olarak genel kabul görmüş konularda küçük düşüren uygulamalar bunlar.

Ülkemin gelişmesi için elimden geleni yapıyorum. Birey olarak mümkün olan en büyük fikri ve maddi katma değeri üretmeye gayret ediyorum. Bu tür bir çaba içinde olan biri olarak, bu yazıyı yazmayı da hakkım olarak görüyorum. Bana reva görülen bu utanç ve sopa ile eğitme eğilimi bu devletin tüm organlarına karşı nefret duymama neden oluyor. Zaten, tüm devlet kavramının kutsallığını sorgulayan biri olarak içimdeki anarşisti uyandıran bu uygulamalardan utandığım kadar bu ülkenin hiçbir şeyden utanmıyorum.

“Cennetvari, bir ülkede yaşıyoruz.” Bu küçüklüğümüzden beri bize öğretilen hatta dikte edilen bir cümledir. Ama bir ülke sadece kendiyle övünüp içi bu kadar boş olabilir mi? Kendi halkına bu kadar aşağılık muamele edipte dünya liginde saygı duymayı nasıl bekleyebilir? Ne zaman bu yasakçı jakoben 40lardan kalma devlet anlayışını bırakacağız?

Daha önce youtube.com aylarca kapandı. Yurdum insanı çözümü buldu. Bir sürü Proxy tunnel programları dolaşıyor piyasada. Sonuç, bu kapatma kararını alanlar için tam bir fiyasko oldu. Resmen dalga geçilen bir karar bu artık.

Bu tür şaklabanlıklara artık muhatap olmak istemiyorum. Verdiğim vergileri de haram ettim bu devlete. Şimdi tek hedefim ilk fırsatta adam yerine konulacağım bir yere gitmek.


NOT: Yurdum insanını böyle engellerin durduramayacağını bu yazının cezalı bir sitede hala yayınlanabiliyor olması göstermektedir.

Hiç yorum yok: