30 Kasım 2009 Pazartesi

Çok Değil 1-2 Kişi Sadece...........


Allah'ın bana verdiği bir sürü lütuf olduğundan sürekli bahsederim. Dile getirmeye gerek duymadığım bu lütuflar sayesinde çok rahat ve huzurlu bir hayatım var. Dert olarak algıladığım ve dillendirdiğim şeyler ise sokaktaki vatandaşın dertleri ile aynı değil. Benim derdim kendim ve varlığın kendisi ile. Varlığa nacizane bir değer katmakla... Bu dünyaya bir çivi çakmakla...Büyük büyük hayalleri, idealleri, heyecanları olan biri olmanın getirdiği dertler benimkisi.


Bununla birlikte hayatımda eksikliğini duyduğum en önemli şeylerden biri yediğimin içtiğimin ayrı gitmeyeceği 1-2 kişi. Birçok arkadaşım var. Birkaç dostum da var. Ama herkesle olan ilişkim belli bir resmiyet ve sınır dahilinde. Bu sınırda genelde onların değil benim sınırlarım. Kendi sınırlarımı aşıp insanlarla iletişime geçemiyorum.


Ama geçmeye çalıştım. Bu insanlara arkadaşım da desem dostum da desem aradaki sınırı geçmek için harcadığım her çaba beni hayal kırıklığına uğrattı. Çünkü insanlar benim için önemli olana aynı oranda değer vermiyorlar. Bunu hissetmek beni kahrediyor.


Bundan şikayet ederken empati de kuruyorum tabii ki. Acaba diyorum aynı hissiyatı ben de muhataplarıma veriyor muyum? Halbuki; dertleri derdim mutlulukları mutluluğum...Samimiyim bu duygularımda ama bu samimiyetimi aksettiremiyor muyum acaba?


Tamam varsayalım ben bunda başarısızım ama dostum, arkadaşım dediğim insanlardan hiçbir karşılık beklemeden benimle dertlenmelerini benimle sevinmelerini benimle birlikte güzel vakit geçirmelerini beklemem çok şey mi?


Samimiyete olan ihtiyacım her geçen gün artıyor. Dünyaları omuzlayıp kaldırabilecek kadar güçlü hissediyorum kendimi ama bir yanım öyle kuvvetsiz ki sanki dünyaya bir omuz atsam omuzum çıkacak gibi hissediyorum. İşte dost bildiklerime omuzum çıktığında o omuzu yerine oturtmak için ihtiyacım var.


Çok değil 1-2 kişi sadece..................

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok şanslı olmalıyım ki bende onlardan iki tane var. Yine de dost diye tanımlamıyorum onları. Biri hiç doğmamış kız kardeşim gibi. Öbürü neşe kaynağım, hep çocuk kalacak yanım. Dost eskiyen ve yıllar önce anlamını yitiren bir kelime benim için. Bir gün o kelimeye yeni bir anlam yükler miyim bilmiyorum; ama şimdilik kendisi karantina bölgesinde. Yanına kimseyi yaklaştırmıyorum.

Güllerevurgunum dedi ki...

Anladığım kadarı ile aynı durumdayız ama sen çok daha edebi ifade etmişsin hadiseyi ;)

Bu şekilde bir ömür geçer mi peki?

Adsız dedi ki...

Ömür dediğin nedir ki; göz açıp kapayıncaya dek geçer.

Güllerevurgunum dedi ki...

Umarım haklısındır. Ben hala ömrün kısamı uzun mu olduğuna karar veremiyorum. Bu aralar çoooook uzunmuş gibi geliyor.