5 Eylül 2011 Pazartesi

Evim, Evim, Güzel Evim


Tatil bitti ve ben tekrar sahalardayım. Şu an itibari ile henüz tatil modundan çıkarak işe adaptasyonunu sağlamış değilim ve hala 50 (yazı ile: Elli) e-posta okunmayı bekliyor. Hadi okuduk diyelim bir sürü de yapacak şey çıkacak okuduktan sonra. En iyisi okumamak bir süre daha. Deve kuşu gibi kafamı kuma gömeyim bari.

İçimde ki çalışma şevki neredeyse tamamen sırra kadem basmış durumda. Tatil dönüşü daha bir iştiyak olur diye ümit etmiştim ama nerdeeeee. Sanırım ben o çalışmak için doğanlardan değilim. Tembellik mi bunun adı? Tam olarak değil galiba. Bu başka birşey resmen. Tembelliğin çok ileri bir formu olsa gerek.

Herneyse, hayat tekrar ramazan öncesi rutinine gönüyor galiba ve ben beni heyecanladıracak birşeylerin beklentisi ile tekrar birbirine benzer günleri yaşamaya devam edeceğim.

Tatilde ciddi bir karar alarak daha az depresif olmaya çalışacağıma dair kendime söz vermiştim ama akşam eve gelip yalnız kalınca elimde olmadan depresyonum tetiklendi. Yine de mücadelemi vericem. Canım istemiyor diye mecbur olduğum şeyleri ertelemeyerek ve bir hobi bularak ilk evreyi atlatmayı hayal ediyorum.

Vira Bismillah...

Hiç yorum yok: