18 Aralık 2012 Salı

Nefes Almak




Bugün sabah namazına kalktığımda bir perişanlık hissettim. Çok zor kalktığım gibi bir halsizlik de vardı. Bir de canım fena halde işten kaytarmak istiyordu. İtiraf ediyorum...



Bu yüzden işe gitmedim ki bu benim için oldukça sıra dışı bir davranıştır. Evde kalıp biraz ekstra uykunun üstüne keyif çattım. Kendimi resetledim de diyebiliriz. Yeni işe başladığımdan beri bir kaos içinde yaşayıp gidiyorum. Durup düşünmeye ve nasıl bir hayatım olduğunu değerlendirmeye ihtiyacım varmış meğersem.

Üzerimde hissettiğim baskını üstesinden gelmenin yollarını bulmam gerekiyor. Bugünkü düşünsel aktivitelerimin sonucunda ulaştığım tek cümlelik sonuç bu. Ama aslında daha büyük problem neden üzerimde baskı hissettiğim.

Gayet normal ve rahat bir hayatım var. Herhangi bir şeye karşı hırs duymuyorum ya da eksikliğini hissettiğim büyük bir şey yok. Olsaydı daha iyi olacağımı sandığım bazı şeyleri hala hayattan bekliyorum tabii ki ama bunlar olmazsa ne üzüleceğim ne de büyük hayal kırıklığına uğrayacağım.

İlginç olan şey ise hayatımı daha iyi yapacağını düşündüğüm hiçbir şeyin maddi şeyler olmaması. Sanırım bu yaşadığım ortamla yaşadığım en büyük ikilem. İnsanlardan çok ciddi olarak hayattaki beklentilerim açısından ayrışıyorum bu da etrafımı anlamamı ya da etrafımın beni anlamasını zorlaştırıyor. Evim yok, arabam da yok. Yaz tatillerinde de fellik fellik dolaşmıyorum ya da kızların peşinden de koşmuyorum. İstesem bunların hepsini biraz kasarak da olsa elde edebilirim. Ama neden kasayım ki? Hele bir de günaha girmeyi de beraberinde getirecek süreçlerden Allah korusun.

Bazıları için büyük imtihan olabilecek şeyler benim için çok basit aslında ve bunu Allah'ın büyük lütfu saymışımdır. Müptelası olduğum komformizim haricinde bu hayattan beklentisi olmamak yaşanılabilir bir ömür için çok kolaylaştırıcı bir unsur.

İşte tam bu noktada bir süredir yaşadığım stres ve hissettiğim baskının anlamını veremiyorum. Yaptığım işte Türkiye'de sayılı kişilerden olduğuma inanıyorum. Sapık gibi kapitalizme daha çok hizmet edicem diye insanlığımdan çıkmaya niyetim yok. Kendini geliştirme geyikleri altından o kurs senin bu sertifika programı benim dolaşmayacağım. Canım isterse ve yalnızca canım isterse belki bazı kurslara gidebilirim o kadar. Düzenli bir gelirim var ve bu da bana aileme rahatlıkla bakma imkanı veriyor ki Allah'ıma en çok bu konuda şükrediyorum. Bir yere CEO olmak için kassam belki olabilirim ama ceo olanları görünce pek de iyi bir şey olduğunu sanmıyorum. En azından benim için.

Durup dururken kendi kendime dert edinmeye başladığım konuları bugün tekrar düşününce kendimi resmen ayıpladım. Hem de kendime şunu tekrar hatırlattım:

"Müslümanın derdi olmaz."

Dert edinecek ahiretini ve davanı dert edin. Geri kalan şeyleri dert etmek de nerden çıktı ki...

2 yorum:

LoveMeorLeaveMe dedi ki...

ilginç bi insan türü. incelenmeli. :))

Güllerevurgunum dedi ki...

"Nev-i şahsına münhasırsın" mı diyorsun? :)