11 Ekim 2008 Cumartesi

Düğün Heyecanı


Evlilik seremonisi ya da yaygın adıyla düğün denen organizasyon enteresan bir olay. Hiç bir rasyonel yanı olmayan bir şey kanımca.

Olay şu şekilde cereyan ediyor. İki genç insan evladı (ki bunların karşı cinslerden olması gerekiyor) karar veriyor ve "hadi hayatımızın geri kalanını beraber geçirelim" diyorlar. Buraya kadar anlaşılır birşey zira yalnızlık Allah'a mahsus ve neticede de herşey çiftler halinde yaratılmış. Bunu Kutsal kitab da konu ediyor zaten.

Bana irrasyonel gelen ise bu kararın kutlanması için şenlik yapılıp kıt kaynakların israf edilmesi. Yani tamam evleneceksiniz ama niye bunu millete yemek, eğlence ve mekan ayarlayarak yapıyorsunuz ki. Gidin imzanızı atın bitsin. Neticede evlilik karşılıklı güvene dayalı sosyal bir akittir. Sanki sen orada imza atmasan hayatı paylaşma kararını alamaz mıydın? Bilinç altında yatan şey (fark etmesek de) toplum tarafından onanmak dürtüsü. Eğlence de bu onanma ihtiyacının bir yansıması. El aleme ilan ediyorsun: "bu adam/kadın benim. Dokunanı yakarım !"

Yasal bir zorunluluk olarak evliliğin algılanması M.S dönemlere Roma hukunun felsefesine dayanıyor zaten. Ondan önce böyle bir zorunlulukta yok. Hatta daha geriye git M.Ö 6.-7. yüzyıla kadar evlilik kavramı da yok. Burdan hareketle genel kabule dayanan bir kavram bu evlilik. Tıpkı kağıt para gibi birşey. Kendisi kağıt üstünde ama değeri zihinlerde.

Şimdi gelelim kaynak israfı boyutuna. Yahu zengin bir insan değilsen ortalama maliyeti 5-10 bin ytl olan bir organizasyon yapmak niyedir? Madem o parayı harcayacan git balayında harca. Ben mesela, düğün yapıp elalemi eğlendireceğime gidip balayında kuzeyden güneye Hindistan'ı gezmeyi istiyorum. Hadi Hindistan olmadı, Şili-Brezilya-Arjantin yapalım. O da olmadı Malezya olsun hadi hiç biri olmadı yahu git paranı bankaya yatır gelecekteki çoluk çocuğuna harca. (Tabii bu felsefemi kabul edebilecek bir gelin aday adayının adayı bile yok ve muhtemelen TC sınırlarında da olmaz :P Ama hayal dünyası işte)

Düğünlerin değinmeden geçilemeyecek diğer bir zararı daha vardır. Bu da bu organizasyonun çok kompleks olmasından dolayı hazırlık aşamasında iki tarafına ailesinden organizasyona musallat olan akrabaların fitne ve fesatlarıdır. Bu şahısların neden olaya müdehale ettikleri bilinmemekle birlikte benim teorilerim: Canları sıkılması ve kendilerine aksiyon arama ihtiyacı, kıskançlık ya da her durumdan vazife çıkartma dürtüsü. Bu tür insanlar bazen o kadar etkili olurlar ki; gelin ile damadın tartışmaması ve ilişkilerinin yıpranmaması mümkün değildir. Bir hiç uğruna ve sadece birkaç saat sürecek bir organizasyon için katlanılan bu sıkıntı bana anlamsız geliyor. Ayrıca hadi evlenecek çifti geçtik ailelerde çatışır bu süreçte. "Yok senin dediğin olsun yok benim dediğim". Al başına belayı. Sonra zavallı gençler arada kalırlar. Bazen bu düğün anlaşmazlıkları yüzünden ailelerin arasına öyle soğukluklar girer ki, yıllarca çözülmez.

Tabii hatun kişilerin, küçüklükten beri hayallerini düğün günü süsler. Tüm toplum nedendir bilinmez bu gelinlik olayına takıntılıdır. Her yerde bunu işleyerek küçücük mini minicik kız çocukların beyinlerini zehirleyip facianın temellerini atarlar. Sırf gelinlik giymek için düğün yapan insanlarla tanıştım ve "yuhhh artık" dedim. Nasıl bir zihin manipülasyonudur bu yawww. Bu hayalin bu kadar işlenmesi yerine evliliğin temellerine ya da çocuklarını nasıl yetiştereceğine dair konulara eğilseler evlilikler eminim çok daha kolay olurdu. (Bu tür konulara eğilmek sadece kadının görevidir demek istemiyorum. Eşgüdümün olması gereken bir konu.)

Şimdi ben niye gaza gelip böyle bir konuya değindim. Bir arkadaşım daha bugün evleniyor. Hem de cumartesi günü. Ya bari evleneceksiniz niye hafta ortası değil? Niye hafta sonu evlenip güzelim günümü ziyan edersiniz? Hafta içi evlen iş çıkışı geleyim işte :P Ben düğün organizasyonunu gereksiz bulduğum kadar ortamda bulunmaktan da sıkılıyorum ama adam yerine koyup davetiye gönderen ve hatrı için çiğ tavuk yiyebileceğim arkadaşlarımın davetlerine icabet etmem gerekiyor. Toplum içinde yaşamanın bir gereği ve bedeli bu.

Yine de düğünler insanların mutlu olduğu ya da en azından öyle göründüğü ortamlar ve bu biraz olsun ortamı çekilir kılıyor.

Ayrıca bu altın fiyatları psikopata bağladı ve benim son birkaç haftada o kadar çok arkadaşım evlendi ki, resmen gelir-gider tablomda düğün masrafları diye bir kalem oluşturdum. Benim acilen evlenip bu masrafları amorti etmem lazım. Yoksa bütçem moratoryum ilan edecek :-(

16 yorum:

fersiz dedi ki...

Güzel çıkarımlarda bulunmuşsun haksız da değilsin...gülümsedim okurken,küçükken ben de gelinlik giymiştim sahi...haftaya benim de bir dostumun nişanı var ilk defa bu kadar yakın arkadaşım evleniyor garip bir his her şeyden önce...bir de çeyrek almayı düşündüm ve çok pahalıymış gerçekten:) ama alacağız adettendir...

Güllerevurgunum dedi ki...

valla artık benim bünye alıştı bu arkadaşların evlenmesi olaylarına. Artık çocuk görmeye bile gidiyoruz. Düşün halimi :-(

Bence paran oldukça altın al koy bi kenara yoksa lazım olunca daha büyük bedel ödeyip alıyorsun :P

Unknown dedi ki...

sadece imza kısmını kabullenebilir, katlanabilirim..
Neden herşeyi zorlaştırıyor insanoğlu. bir de kıza takılan erkek tarafı ile miktarı konusunda pazarlığı yapılan altın meselesi var ki zihnimin fikrimin kalbimin hazmedebileceği birşey değil.
Evlen düğün yap, çocuğun olsun, sabah işe git, akşam eve gel, arada hayata dönüp nefes almaya çalış, yaşadığını farketmeye çalış. Bu mu?
Neden ben sevdiğimle, eşimle dağların zirvelerine çıkmayayım, neden gördüğümüz, yaşadığımız şeylerden aynı coşkun hazzı almayayım.. Off sistemleşmiş bir hayat istemiyorum.. ALLAH'ım bu arzuları gönlüme Sen koyuyorsun, gerçekleşmesini sağla lütfen..

Güllerevurgunum dedi ki...

sende bizdensin o zaman. Allah dualarını kabul etsin. Amin

Adsız dedi ki...

bir gün evlenirsem bu zihniyetteki bir insanla evlenmek isterim.
israfın, tasarrufun, fitne-fesadın, elalem ne der kaygısının ne demek olduğunu bilen bilinçli bir insanla.

Adsız dedi ki...

kültürlerin yaşaması ve yaşatılmasından yanayım ve tarih içinde toplumları tanımlayan diğerleriyle arasında fark yaratan onları birbirinden ayırt edip topluluklar oluşturan kriterler arasında evlenme kız alış verişi aile yapısı yerleşim şekilleri en başta gelenler. sosya kültürel yanıyla böyle düşünsem bile bu yazıda yazılanlara sonuna kadar katılıyorum... gereksiz masrafı bir formaliteyi yerine getiriyor olmanın anlamsızlığı yersiz gerginlikler niye sırf toplum içinde kendimize yer bulalım diye, tek amaç birlikteliği kurumlaştırmak ve ortalıkta aile olarak dolaşmanın özgürlüğü(!) aksi takdirde kendimiz ayakta kalabilsek bile doğacak çocuk için hayatı yaşanmaz hale getirmek olacak... karmaşık bişey yani ha bunun hayali ile yaşayanlar için ayrı tabiki sırf gelinlik giyemedi diye kaç senelik kocasına hala kin tutan insanlar da var o zaman ya onu giyicen ya da evlenmiycen kısacası isteğinde net olucaksın, tabi etrafındakileri susturmayı başarabilirsen...

Adsız dedi ki...

cok sey ogrendim

ayse dedi ki...

Iyy şu ana kadar ne gelinlik hayalim oldu ne düğün dernek. Bir kuzenim de -bu yazıdan başka:)- gitti mis gibi Roma'da kıydı kimse de yoktu ailesi dışında. O ne öyle stres topu olur insan. :S

O akraba meselelerine de yabancıyım, sallamayın derim. :))

Güllerevurgunum dedi ki...

Papa nikahımı kıydılar:)

Benim olayım da Arjantin, Hindistan, Kore falan. Acayip egzanterik fikirlerim var bu konuda. Sence böyle egzotik bir yerde ki küçücük nikah ya da balayını kabul edecek bir kız var mıdır? Yoksa belediyenin bir yetki verdiği denyoyunun kıydığı nikahı mı tercih eder tüm kızlar?

ayse dedi ki...

Ayyy o dediğin yerleri tercih eden kız yoktur bence. :p Hiç görmedim. :)

Güllerevurgunum dedi ki...

yapma yaaa...hiç mi umut yok :(

şahika dedi ki...

Ya ben bu yazıyı nasıl kaçırmışım, yandan göz kırpınca okumadan edemedim. :))

Yazına baştan sona katılıyorum. Düğün, evlilik konusunda oldukça radikal fikirlerim var benim de, hatta anneme ufak ufak çıtlatıyorum ki nasipte varsa ve o gün gelirse uygulamaya geçtiğimde apışıp kalmasınlar, hahaa :))

Bir ara yazayım ben de bu konudaki fikirlerimi ;)

Güllerevurgunum dedi ki...

Büyünce geçer diye korkuyorum. Küçükken bütün kızlar radikal büyüdükçe değişiyorlar :P

Adsız dedi ki...

Ben gibi

Güllerevurgunum dedi ki...

sen kimsin ki?

Adsız dedi ki...

Toplum ve bireyler hayata dair bazı ritüelleri kopyala yapıştır mantığıyla sorgulamaksızın öylesine kanıksamış ve hayatlarına empoze etmiş ki sanki dersin Tanrı'dan gelen ilahi emir bunlar. İlla olacak. Sadece düğün için değil, bir çok konuda durum böyle. Sırf bu yüzden içinde yaşadığım toplumdan uzaklaşmak istiyorum çoğu zaman.