7 Haziran 2009 Pazar

Rutine Esir Olmak


Geçenlerde bir bankanın tatil kredisi ile ilgili reklamını gördüm. Birkaç versiyonu olan bu reklamda bahsedilen bir hayat vardı. İşten eve-evden işe bir hayattı bu. Sonunda da "sizin hayatta bıraktığınız iz bu kadar" diye bir grafik çizip ev ile iş arasını işaretliyorlardı.


Bu reklamın hedef kitlesinde olduğumu düşünüyorum. Aynı orada betimlenen gibi bir hayatım var. Hergün aynı yerde olan bir kitabım, sürekli olarak aynı sorunlarla uğraştığım bir işim var. Vakit geçirmek için gittiğim yerlerin hep aynı olması ve çoğu zaman da da yapmak istediğim ve başladığım ama bitiremediğim bir sürü hobi de cabası.


Kötü olan ise bunlardan sıkılmıyor olmam. Daha da kötüsü bu rutinin bir gün bozulacağından korkmam. Ya bozulursa diye endişelenmekten dolayı günün keyfini bile çıkaramadığım oluyor. Reklamda bahsedilen gibi bir tatil hayalim yok. Dağ tepe safari yapmak ya da dandik bir deniz kıyısında balıkçılarla geyik çevirmek benim hayattan duyduğum zevk değil.


Kızdığım şeylerin başında bu tür abidik gubidik "zevklerin" sanki bir üstünlükmüş gibi lanse edilmesi var. Leyyyn ben niye hayatıma renk katmak ya da fark yaratmak için Orta Afrika steplerine gideyim. Deli miyim ben? Akdeniz'de sahil varken Endonezya'da işim ne? Ama sanki bunlar bir marifetmiş gibi allanıp pullanıyor ya işte buna kıl oluyorum resmen.


Buna benzer kıl olduğum şeylerden biri de yaz tatilleri tercihleri ile ilgili. Valla birkaç yaz tatili tercihim var ama hiçbiri o bol bol reklamı yapılan ve arakadaşlar arasında ballandırılarak anlatılan yaz tatillerini kapsamıyor. Sanki bir tatil köyüne gidip malak gibi yatmak büyük bir haltmış gibi anlatanlara da bilahâre gıcık oluyorum.


Benim için rutin olan güzel. Tatil de olsa eğlence de olsa iş de olsa rutin güzel ve esir olmaktan mutluyum. Salakça reklamlarla insanların kendi hayatlarını değersiz görmelerini sağlamaya çalışmak ve gereksiz bir tüketim eğilimi yaratmayı da lanetliyorum.


Yeni insanlarla tanışmayı onlarla sohbet etmeyi ise rutini bozmak için kâfi görüyorum. Belki ben hayattan istediklerimi aldığım için böyleyim ya da diğerleri hayattan çok şey bekliyor ama sonuç olarak hayatta en önemli şeyin insanın yaradılış gayesini bulması olduğuna göre bu gaye sanırım gerzekçe tüketim zevklerine sahip olmak değil !

1 yorum:

Damlo dedi ki...

bende ritüellerime saygı duyan bi insanım :D ama arada malak gibi yatmak da gerenk gibi