8 Ağustos 2011 Pazartesi
Ramazan'da Mala Bağlamak
Ben küçükken ilk oruca başladığımda mız mızlık yapardım (Gerçi hala mız mızlığa devam ediyorum ama sanırım bu durum DNA'm ile ilgili). Annem de hep derdi ki: "daha Ağustos'ta oruç tutmadın. O zaman ne yapacaksın?" O zamanlar aylardan marttı. Saat 5'ten sonra sahur akşam 5'ten sonra iftar olurdu. Şimdi ise 16,5 saat ne oruçla geçen süre var.
Yalnız yaşadığımdan saat 3'te sahura kalkıp birşeyler hazırlamam gerekiyor ve ancak 4'te ki ezana yetişebiliyorum. Saat 3'te kalkmaya vücudum isyan ettiğinden sahurdan sonraki uyku da çok kalitesiz oluyor. İşe geldikten sonra en fazla öğlen 2 gibi beynim stand by moduna geçiyor. Bildiğin amnesia durumu. Adımı sorsalar Hüsamettin derim. O derece!!
İftara kalan son saat ise tam trajedi. Keraat vakti uyunmayacağından son 1 saat briç oynamak, cnbc-e izlemek, ya da nette takılmakla geçmesine rağmen tam bir imtihan oluyor.
İftar'ı da genelde geçiştiriyorum. Yemek yapmak artık içimden gelmiyor. Eskişehir'in dandik lokantaları da beni hiç mi hiç açmıyor. Adam gibi kebapçı hala bulamadım. Bursa'a ile Eskişehir arasında ki temel olumsuzluk da bu yemek olayında. Bursa'da yediğim önümde yemediğim de yamacımdaydı. Şimde bir iskender yemek için 155 km yol gitmem lazım.
Tam olarak mala bağlamış durumdayım. İşin kötü tarafı ramazan'ın hasretle beklediğim uhreviliğinden bu tür dünyevi şeyler yüzünden uzak kalıyor olmam. Tek tesellim ve umudum ise yıllık iznimin 2 haftasını annemin yemekleri ve evimin rahatında geçirecek olmam. İyi ki iznimi ramazanda kullanmışım...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder