1 Eylül 2008 Pazartesi

Büyük Hayallerin Küçük İnsanı


Benim kronikleşen deprosyonum ve süreklilik arzeden kötümserliğimin nedenini düşünürken bugün bir fikir geldi aklıma.

Ben hiç elindekileri ile yetinmeyi sevmeyen biriyim. Maddi anlamda sahip olduğum şeylerle ilgili değil bu tespitim. Maddiyatın geçici olduğunun ve tatmininin süreklilik arz etmediğinin bilincindeyim çok şükür. Kaldıki maddi olarak hayalini kurduğum çok birşey de yok.

Benim tatminsizliğim daha subjektif konularda. Bunların en başında da kariyer beklentilerim geliyor. Hayatımdaki tüm hayal kırıklıkları da, bununla ilgili konulardaydı aslında. Öğrenciyken, kendimi sürekli geliştiren rakibi olduğum kişilerin sürekli önüne geçmeyi başarabilen biriydim.

Taâki ÖYS sınavına kadar...Türkiye'nin en iyi liselerinden birine girebilmiş annesi babası eğitimli olmayan nadir kişilerde biriydim. Buna rağmen can alıcı rekabet ortamında dahi kendimi kanıtlayabilmiştim. Belki en iyi değildim ama fırsat eşitsizliğine rağmen durumum tatmin ediciydi benim için. Bu durum benim büyük hayaller kurmamı sağladı. Türkiye derecesi yapabileceğime, burslar kazanabileceğime ve etrafımda hiç kimsenin sahip olmadığı imkânlara sahip olabileceğime inanmıştım. Bunu yapabilecek gibiydim de. Ama ne olduysa o lanet olası gün birşeyler ters gitti. İstediklerim olmadı. O gün bu gündürde hep hayatımın eğimi aşağıya doğru. Giderek hayat enerjim, hayallerim ve enerjim tükeniyor.

Çalıştığım sektör tam olarak istediğim şeylerin tam tersini ihtiva eden bir sektör. Ne zeki, ne kaliteli ne de dürüst insanları bu sektörde bulabiliyorsun. Sadece birini bulursam şükredip oturucam. Ama en kötüsü bu değil, doğru dürüst performansa dayalı bir kariyer planı yapamıyorum. Öngürülebilirlik sıfırın altında. Herşey anlık olarak değişiyor ve ahbap çavuş ilişkisi ayyuka çıkmış halde. Her sektörde az ya da çok olabilecek şeyler ama ben bu konuda çok romantiğim ve bu tür tarife dışı rekabete maruz kalınca demoralize oluyorum.

Büyük şeyleri hayal etmek benim asılproblemim. Bu artık benim için bir alışkanlık. Kapasitemi zorlasam belki bazı şeyleri edebilirim ama kasmama değecek mi çoğu şey bundan emin değilim? Zira, tarife dışı engellemeler ve fırsat eşitsizliği nedeniyle istediğim şeylerin ederinden fazlasını kasmam gerekiyor.

Tabii birde, küçüklükten beri içimdeki anarşistlik var. Büyük lidere karşı olan hayranlığım ve onlar gibi büyük hedefleri olan birine dönüşemem içimde büyük bir hicran ve hatta acı. İnsanlığa hizmet etmek gibi bir ülküm olması gerekirken karnımı doyurabilmekten başka şey düşenemeyen birine dönüştüm. Hiçte idealist değilim :-(


1 yorum:

fersiz dedi ki...

çünkü hala ihtiyaçlar hiyerarşisinin alt basamaklarında kaldık:) ben de aşmayı çok isterdim...