24 Eylül 2008 Çarşamba

Evlerin Ruhu Vardır

Şimdi nerden esti bilmiyorum ama son dönemlerde ki işsiz, güçsüz [mecazi anlamda yani :)]halimin bir sonucu olarak abuk sabuk şeyler düşünmeye zamanım oluyor.


Daha önce başka dönemlerde metodolojisini oluşturduğum bir konu uzun bir süre sonra tekrar aklıma geldi. Şahsen ben, her maddenin bir ruhu olduğuna inanırım. Maddeye ruhunu veren şey ise maddenin sahibidir. Bir maddenin sahibi nasılsa, maddede sanki onun bir parçasıymış gibi davranır. (Atalarımızın her konuda olduğu gibi bunda da bir yorumu olmuş: At sahibine göre kişner) Bu tespitimin dışında kalan şeyler sadece sanat eserleridir. Sanat eserleri onu ortaya çıkartan sanatçının ya da bâninin ruhunu taşır ve kaç el değiştirirse değiştirsin ruhu asla değişmez. Bundan dolayı birşeyi elimize alır almaz, o şeyle bir bağlantı kurarız. Kimi zaman pozitif kimi zaman negatif. İçimiz ısınır ya da ısınmaz vs ...


Tabii şimdi bu tür bir tezi savunan biri olarak ben, hayatın en önemli parçalarından olan evlerin ruhu var mıdır sorusunu cevaplandırmam gerekiyor. Evet ! vardır. Bu ruh o evin içinde yaşayanların ruhudur. İnsanlar, evlerinde yaşarken aslında o evlerde ruhlarından da izler bırakıyorlar. Materyalizmin kitabını ilk elden okumuş biri olarak böyle metafizik yorumlar bana yakışmıyor görünebilir ama böyle inanıyorum. İnsanların ruhlarının izleri aynı parmak izleri gibidir bence. Dokunduklara yerlere siner adeta.


İnsanlar evlerinde mutlulukla, acı dolu, hayal kırıklığıyla, umutla ya da kederle zamanlarını geçirirler. Bir şeyleri paylaşırlar. Bu kadar yoğun yaşanılan ortamlarda ruhlardan izler kalmaması mümkün müdür? Mesela, ben bir eve girdim mi, o evin içinde ne yaşandığını hemen hissederim. Şakralarımın açıklığından da olabilir bu hadise tabii ama genel itibari ile ruhların bıraktığı izden olduğu kanısındayım.

Çok subjektif bir konu bu belki ama "acaba yalnız ben mi bunu hissediyorum?" diye düşünmeden edemediğim takıntılarımdan biridir. Yeni inşa edilen evlerde mesela umut vardır. Her köşesinden buram buram umut fışkırır. Eski evlerde, bazen özlem, bazen keder çokça anı hissedersiniz. İçinde yaşayan kim olursa olsun bu vardır. Burdan şöyle sonuca varmıştım bir keresinde de. Evler sıradan insanların müzeleridir. Ruhlarından izler bıraktıkları müzeler.


Bir keresinde de şöyle bir bilimsel (?) açıklama getirmiştim kendi çapımda. Bütün insanların kendilerine has kokuları vardır. Bu kokular bulundukları ortama sinerler ve ne kadar çok aynı ortamda bulunurlarsa o kadar çok o ortamın parçası olur. Belki tam olarak gerçek bir algı olmasa da beynimin bir lobu bunu küçük izler halinde ortamda algılıyo ve değişik şeyleri çağırıştırıyor olabilir. Az çok algıladığım bu kokular beynimde bu tür hayali dünya yaratıyorda olabilir.


Konuyu kendi evime getirecek olursam, bizim evimiz her köşesine çok güzel şeyler kodlanmıştır adeta. Sıradan bir apartman dairesine olan evimize girince insanın içi açılır (Bu tespit bana ait değil. Tespiti yapanların yalancısıyım). Çünkü, biz küçük mutlu bir aileyiz. Ara ara içimden kardeşime fiziksel şiddet uygulamak geçse de, geçmişte annemin terlik fırlatmalarına hedef olsamda ve mütemadiyen babamın başarısızlıklarından ızdırap çeksek de hiç dram, trajedi, ızdrap uğramadı bizim evimize. Belki de bu ortamda kala kala şakralarım açılmıştı diye düşenim bari. Tabii üzücü günlerimiz oldu yine de olacaktır ama biz ruhumuzun izlerini evimize bıraktık ve eğer bir gün bizden başkası bu evde oturacak olursa o izlerden eserler bulacaktır eminim.

7 yorum:

e.d dedi ki...

çok iyi hissettim kendimi okuyunca. Okudukça aklıma çeşitli evler geldi; içinde yaşadığım ya da misafiri olduğum evler. Evet evlerin ruhu var ama ister istemez içinde yaşayanları bilince, tanıyınca kafamızda canlanıyor sanırım evlerin ruhsal özellikleri. Neşeli insanın neşeli evi olur, ciddi insanın ise ciddi. peki ciddi insan o evden taşındı...o eve yeni taşınan kişi şen şakraksa? artık o evde şen şakrak olabilir pekala.

Ama perili olanları ayrı tutuyorum. (varsa şayet)
sırdan bir replik:

bu evde daha önce bir general ve eşi yaşamış. çok zor günler geçrimişler ama dilerim ki siz mutlu olursunuz... felaketler başlar...trırırım tırırım...

Güllerevurgunum dedi ki...

Ben evlerin el değiştirse bile bir şekilde eski yaşayanlardan etkilendiğine inanıyorum. ama bu tamamen subjektif bir değerlendirme.
Tabii kasvetli bir ev değiştirise o ev neşeli bir ev olabilir ama yeni gelenlerin bıraktıkları izler mi eskilerinin ki mi baskın olacak ? ona göre değişir.

Üfürükten Prenses dedi ki...

bizim evin ruhunu bırakın odaların bile ruhu var..

genel olarak keyifli olarak adlandırılabilir..çok şükür ki ağır bir dram yaşamadık..bazen kendş kendimize dram oluşturmalarımız dışında..

kırmızılı dedi ki...

benim odamın ruhu çok rahat aynı ben :)

eskici dedi ki...

Evlerin kesinlikle ruhu var;maalesef bunu acı bir tecrübeyle öğrendim. Tam yedi yıl boyunca Beşiktaşta bir oda bir salon evde güllük gülistanlık eşim ben çocuğum ve benim İstanbulda arkadaşımın olmayışı dolayısı ile eşimin arkadaşlarıyla çok güzel keyifli, zamanlar geçirdik ( tabi kıt kanaat geçimle). Ne zaman eşim kendi işini kurdu ve biz daha iyi, daha rahat daha geniş bir ev arayışına girdik evi bulduk ve belamızıda Ortaklar caddesinde büyük güzel bir evdi oturduğumuz aydan itibaren uğursuzluklar başladı neredeyse, bir gün ev sahibimiz bizi ziyarete geldi oturdukları dönemde evde yaşadıklarını anlattı birebir uyuyordu neredeyse ev sahibimiz de bizim gibi aşk evliliği yapmış ama bu evi aldıktan ve de bu evde oturduktan sonra eşi alkolik olmuş eve gelmemeye başlamış ve sonuçta bu evden boşanarak çıkmışlar. Ben ufaktan tırstımsada bir şey yapamadım çünkü eşim de karakte olarak böyle şeylere inanacak bir adam değildi. Ve sonunda kaçınılmaz son geldi hayatımız bir anda allak bullak oldu, eşim alkolik oldu, bizi neredeyse terk etti ve maalesef başka hayatlar kurdu kendine ben de üstüne bir de kanser oldum sonuç herşeyimizi yitirdik ve benim memleketime geri geldik şimdi hala o günlerin etkisinde mutsuz mutsuz yaşıyoruz eşimle ayrılmadık ama;çoğu zaman keşke ayrılsaydım diyorum. Evlerin kesinlikle ruhları var, bir daha kendi evim olursa (çünkü hala annemin evindeyiz bu da ayrı bir dert)mutlaka soracağım önceki oturanlar burada mutlumuydu diye:(

Güllerevurgunum dedi ki...

offfffffffffffffffffff ...çok üzücü

eskici dedi ki...

Hemde nasıl...